Sayfalar
- Ana Sayfa
- Forecast
- Marmara Ekstrem Hava Olayları
- Marmara Kar Tahmin Merkezi(KIŞ)
- Marmara Yağış Tahmin Merkezi
- Türkiye Ekstrem Hadiseler
- Uydu Görüntüsü
- -Resimler-
- Türkiye Sıcaklık Merkezi
- GFS
- Yazı Materyalleri
- Canlı Kameralar
- Dünya Deprem İzleme Merkezi
- kocaeli anlık hava
- Z.defteri
- WRF Modeli
- GFS(NCEP) Meteogroup
- GFS Ensembles Diyagramları
- Deniz suyu sıcaklığı ve kar kalınlığı
- WEBCAMLAR
- Diğer veriler(Anomaliler)
18 Aralık 2011 Pazar
14 Ekim 2011 Cuma
Pazar gününe dikkat
Türkiye'nin, Balkanlar üzerinden gelecek yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına gireceği, bazı illerde yağmur ve kar yağışının görüleceği bildirildi.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, yurdun kuzey kesimlerinin bugünden itibaren yağışlı havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor.Ayrıca hafta sonunda Balkanlar üzerinden gelecek yeni bir soğuk ve yağışlı hava yurdu etkisi altına alacak. Buna göre, bugün ve yarın Marmara, Karadeniz, Doğu Anadolu'nun kuzeyi ile Kütahya, Eskişehir çevreleri sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışların
PAZAR GÜNÜNE DİKKAT!
Türkiye'nin, 16 Ekim Pazar günü akşam saatlerinden itibaren Balkanlar üzerinden gelen
Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun batısı ile Giresun, Muş ve Diyarbakır çevrelerinin 17 Ekim Pazartesi günü yağışlı geçmesi bekleniyor. Yağışların Marmara'nın batısı ile Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Afyonkarahisar, Antalya, Adana, Osmaniye ve Hatay çevrelerinde kuvvetli olmak üzere yağmur ve sağanak, yer yer gök gürültülü sağanak, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ile gece saatlerinde Balıkesir, Bursa, Bilecik, Bolu ve Kütahya'nın yüksek kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor.
Marmara'nın kuzey ve doğusu, Kuzey Ege'nin iç kesimleri, İç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu'nun kuzey ve batısı, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ile Muş, Bitlis ve Şırnak çevrelerinin 18 Ekim Salı günü yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik, Zonguldak, Düzce, Bolu, Karabük, Bartın, Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olmak üzere yağmur ve sağanak, yer yer gök gürültülü sağanak, Marmara'nın güneydoğusu, Batı Karadeniz'in iç kesimleri ile Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor.
Yarın ve hafta sonu Marmara ve Batı Karadeniz kıyılarında kuzeyden yer yer kuvvetli esmesi beklenen rüzgarın 17 Ekim Pazartesi günü Ege kıyılarında kuzey ve kuzeybatı, Marmara'nın doğusunda güneybatı (Lodos) yönlerden kuvvetli, Marmara'nın batısında fırtına şeklinde eseceği, 18 Ekim Salı günü Marmara, Batı Karadeniz ile Güney Ege kıyılarında kuzeybatı (Karayel), İç Anadolu, Doğu Akdeniz ve Orta Karadeniz'de güneybatı (Lodos) yönlerden kuvvetli ve yer yer kısa süreli fırtına, Marmara'nın kuzey ve doğusunda fırtına şeklinde eseceği tahmin ediliyor.
HAVA SICAKLIĞI 10 DERECE AZALACAK
Hava sıcaklığının, 16 Ekim Pazar günü Balkanlardan gelen soğuk hava ile birlikte kuzeybatı kesimlerden başlamak üzere iç ve batı bölgelerde hissedilir derecede (8 ila 10 derece) azalacağı tahmin edilirken, yetkililer, kuvvetli yağış, fırtına ve soğuk havanın oluşturabileceği olumsuzluklara karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiğini bildirdi.
10 Ekim 2011 Pazartesi
20 Eylül 2011 Salı
"Balon balığı" tehlikesi
Türkiye kıyıları son dönemlerde "yabancı" canlı istilasına uğramaya başladı.Uzmanlara göre başta balon balığı olmak üzere kıyılara ulaşan canlıların bazıları oldukça tehlikeli...
Gemilerin sintineleri ya da iklim değişikliği nedeniyle türk kıyılarına ulaşan canlı türlerinin sayısı 100'e ulaştı..
Özellikle balon balığı yenildiği zaman felç ve ölümlere neden oluyor.. Uzmanlar amatör balıkçıların tanımadıkları balıkları yememesi konusunda uyarıyor.
DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Can Bizsel şunları söylüyor: "Bunun ekolojik bir süreç olduğunu önce kabul etmek gerekiyor.Her ne kadar bu sürece insan sebeb olduysada Süveyş kanalını açarak. Bu benzer doğal süreçlerde var. İki büyük farklı eko sistem bir şekilde ilişkiye geçtiği zaman bunların arasında bir alışveriş olması kaçınılmaz. Ama bütün ekosistemler kendini sakınan bir denge haline dogru yeni bir denge oluşturuyor. Balon balığı 3 yada 4 türü Akdeniz'de mevcut.Bunların içinde son iki tür oldukça iri özelliklede bu son tür oldukça iri ve et açısından cazip ama balon balığı gördükleri zaman profesyonel olsun amatör olsun hiçbir balıkçının bunu yemeye kalkışmaması en basit ve önerilecek kural. Balon balığı vücut tipi olarak kendine has bir balık.Hem kısa burnu , tıknaz toparlak bir yapısı var.Alt tarafında şişirilmeye elverişli bir karın bölgesi mevcut beyaz . Türden türe bazı farklılıklar renk desen boyut farklılıkları var.Özellikle Akdeniz'e özgü tür daha ufak.Bunları gördüğü zaman kolayca ayırt edilebilir bişey balon balığı diger balıklardan.Bu balıktan kaçınılması tüketilmemesi en başta tavsiye edilecek önerilecek önlem."
↓Haberin devamı ↓
Son dönemlerde en çok gündeme gelen ise balon balığı.... Onu diğer türlerden ayırıp öne çıkaran ise üreme döneminde salgıladığı bir tür zehir olan tetrodoksin.
Son derece zehirli olan balon balığı yenildiği zaman felç ve ölümlere neden oluyor.
Son derece zehirli olan balon balığı yenildiği zaman felç ve ölümlere neden oluyor.
"Balıklar zehirlidir, yemeyin"
Afşin Kaymakamlığı, Kahramanmaraş Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ekipleri ile İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde gelen yetkilileri, balık ölümlerinin meydana geldiği alanda inceleme yaptı.
Köylüler, Elbistan Şeker Fabrikası'nın pis sularının nehre karıştığını, ölümlerin bundan kaynaklanmış olabileceğini belirtti.
Ölü balıklar ve sudan numune alan yetkililer, numuneleri laboratuvara gönderdi.
Gerekli incelemelerin başlatıldığını belirten Afşin Kaymakamı Faik Arıcan, ''İlçemize bağlı Ortaklı köyünden geçen Ceyhan Nehri'nde toplu balık ölümleri meydana geldi. Konuyu Kahramanmaraş Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğüne, Afşin Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne ve Afşin Jandarma Komutanlığına bildirdik. Gelen ekip, çeşitli yerlerden su numuneleri aldı. Gerekli incelemeler başladı'' diye konuştu.
Yetkililerin duruma müdahale etmesini isteyen Emrullah Karaca, ''Sabah erken kalktığımızda toplu balık ölümlerini gördük. Her yıl buna benzer olaylar oluyor. Köy halkı ölü balıkları toplamaya başladı. Konuyu hemen yetkililere bildirdik. Bunun bir an önce kaynağının ve sebebinin bulunmasını istiyoruz'' dedi.
Öte yandan, vatandaşların ölü balıkları yememesi için köy camisinin hoparlöründen ''Balıklar zehirlidir, sakın yemeyin'' diye anons yapıldı.
İzmit
İzmit, Kocaeli'nin merkez ilçesi. Marmara Bölgesi'nin Çatalca - Kocaeli Bölümü'nde yer almaktadır. Nüfusu 2010 itibariyle 294.875 kişidir.[1]
İzmit ve civarında tarih öncesi çağlardan yaklaşık olarak M.Ö. 3000'den itibaren insanların yaşadığı, yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. İzmit'e ait ilk deliller ise M.Ö. 12. yüzyıl'a dayanmaktadır. O tarihlerde Frigler bölgeyi korumuş, ardından Yunanistan'ın Magara kentinden yola çıkan göçmen bir grup, günümüzde Başiskele'nin yer aldığı bölgeye Astakoz adını verip, bu bölgeye yerleşmişlerdir. Trakya kralı Lysimakhos'un Astakoz'u tahrip ettirmesi sonucu, bugünkü İzmit'in bulunduğu bölgeye Nicomedia adında yeni bir şehir kurulmuştur. Nicomedia şehri, M.Ö. 91 ve M.Ö. 94 yılları arası Romalılar'a bağışlanmış, İmparator Diocletianus, 284 yılında Nicomedia şehrini başkent yapmıştır. Nicomedia, o dönemde, Roma, Antakya ve İskenderiye'den sonra dünyanın en büyük 4. şehri olmuştur. Nicomedia, Selçuklular tarafından 11. yüzyıl'ın son çeyreğinde zapt edilmiş, I. Haçlı Seferi sırasında geri alınmış, bir süre Latinler'in işgalinde kaldıktan sonra yeniden Selçuklular'ın eline geçmiştir.
O dönemin Hendek ve Adapazarı yörelerinin valisi Akça Koca, Orhan Gazi zamanında kendi fethetmiş, bunun sonucunda şehir Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.En çok kabul gören görüş kentin adı Nikomedianın önce İznikomed- İznikmid ve daha sonra İzmid şeklinde değişmesi ile bugünkü adını aldğıdır. Osmanlı’nın eline geçtiği dönemde kent, Yunanca “toplanma” anlamına gelen Smiti adını taşıyordu. Bu adın, batıdan doğuya giden kervanların toplanma bölgesi olması nedeniyle verildiği tahmin ediliyor. Kent Osmanlı’nın eline geçtiği zaman Smiti zamanla İzmit'e dönüştü. Yine ilk olarak aynı dönemlerde Simiti’de üretildiği için, yuvarlak formlu yiyecek simit de adını bu kentten almıştır.İzmitin fetih tarihi genel olarak 1337 kabul edilir.Anonim Osmanlı tarihlerinde fetih anlatılır.Fetihten sonra Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa tarafından vakıflar kurulmuştur. İzmitin sembolü Orhan -kaynaklarda geçen adı ile Süleyman Paşa camii de bu dönemde tesis edilmiştir.İzmitin tepesinde ve kale içinde yer alan caminin yanında medrese,zaviye ve hamam da bulunuyordu.İmaret,Fevziye ve Yenicuma camileri sonradan yapılmış ve şehir deniz kıyısına doğru gelişmiştir.
İzmit, 1888 yılına kadar İstanbul'a bağlı kalmış, bu tarihten sonra ayrı bir kent olmuştur. Kurtuluş Savaşı öncesi İngiliz ve Yunan işgali altında olan şehir, 28 Haziran 1921 tarihinde Türk topraklarına katılmıştır.[2]
Birçok zaman deprem felaketine uğrayan şehir, Bizans imparatoru Justinianus zamanında onarılmıştır.[3]
İzmit; Asya ve Avrupa'yı birbine bağlayan Marmara Denizi'nin ve Marmara Bölgesinin doğusunda yer alan bir şehirdir. Kuzeyde Karadeniz, doğuda Sakarya, güneyde Bursa, batıda Yalova ve İstanbul illeri yer almaktadır. 2009 nüfus sayımına göre 1.522.926 kişi, km²'ye düşen nüfus sayısı 398 kişidir. Kara, demir, deniz ve hava yolu ulaşımları ile Türkiye'nin en önemli geçiş noktalarından biridir.[2] İzmit'in doğusundan geçen 30° doğu boylamı Türkiye saati (UTC+2) için esas kabul edilir.
Kendi adını taşıyan körfezin doğu yanında yer alan ve Kocaeli ilinin merkez ilçesi olan İzmit, bir kıyı kentidir. Jeolojik ve coğrafi yapi açisindan 40°-41° kuzey paralelleri ile 29°-31° doğu meridyenleri arasinda bulunmakta, güneyde İzmit Körfezi, kuzeyde ise dik yamaçlarla Karadeniz'e uzanmaktadır. Arazi yapisinin dik yamaçlara sahip olmasi nedeniyle, %5 egime sahip olup, düzlükler az yer tutmaktadir. Kentin yerleşmiş olduğu alan ise geniş düzlüklerden mahrum, dar ve kıyıya paralel uzanan bir banttır. Topografya koşulları, kenti birbirine benzemeyen iki büyük kısma ayırmaktadır. Birinci kısım, meyilli yamaçlar üzerinde dar ve yokuşlu sokakların bulunduğu ve genellikle eski mahallelerin yer aldığı kesim; ikinci kısım ise, düzlük alana yayılmış büyük binalarin bulunduğu, kara ve demiryolunun içinden geçtiği, aktif iş merkezlerinin yer aldığı alanlardır. Diğer bir önemli konu ise, kentin 1. derece deprem bölgesi olmasıdır. Tüm bu jeolojik ve topografik özellikler, yağışlarla birlikte heyelan riskini arttırma özelliğine sahiptir.
İzmit Körfezi’nin civarına yerleşmiş olan İzmit, hem Karadeniz’e hem de Marmara’ya yani iki denize açılımı olan bir şehirdir. Deniz ulaşımı açısından ülkenin en yoğun merkezlerinden biridir. Şehrin kıyısında bulunan iki büyük liman (Derince ve Yarımca) yanı sıra 34 özel iskele ile deniz ulaşımı yapılmaktadır. Şehir, ülkenin demiryolu ve karayolu bağlantıları açısından önemli yerlerden biridir. Ortadoğu ve Asya, karayolu ve demiryolu bağlantıları da bu şehirden geçer.
İzmit´e ayrı bir ekonomik potansiyel kazandıran Seka Kağıt Fabrikası da oldukça eskidir (1934). Bu fabrika ile önce dokuma ve orman ürünleri etrafında oluşan endüstri kompleksi daha sonra Petrol Ofisi (1941), Tüpraş (1960) ve Petkim (1965)´in kurulmasıyla petrol ürünleri etrafında gelişmiş; son yıllarda da organik kimya, metal, gıda, ilaç, gübre, boya ve tersane endüstrilerine yönelerek çok çeşitlilik kazanmıştır.
İzmit ve civarında tarih öncesi çağlardan yaklaşık olarak M.Ö. 3000'den itibaren insanların yaşadığı, yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. İzmit'e ait ilk deliller ise M.Ö. 12. yüzyıl'a dayanmaktadır. O tarihlerde Frigler bölgeyi korumuş, ardından Yunanistan'ın Magara kentinden yola çıkan göçmen bir grup, günümüzde Başiskele'nin yer aldığı bölgeye Astakoz adını verip, bu bölgeye yerleşmişlerdir. Trakya kralı Lysimakhos'un Astakoz'u tahrip ettirmesi sonucu, bugünkü İzmit'in bulunduğu bölgeye Nicomedia adında yeni bir şehir kurulmuştur. Nicomedia şehri, M.Ö. 91 ve M.Ö. 94 yılları arası Romalılar'a bağışlanmış, İmparator Diocletianus, 284 yılında Nicomedia şehrini başkent yapmıştır. Nicomedia, o dönemde, Roma, Antakya ve İskenderiye'den sonra dünyanın en büyük 4. şehri olmuştur. Nicomedia, Selçuklular tarafından 11. yüzyıl'ın son çeyreğinde zapt edilmiş, I. Haçlı Seferi sırasında geri alınmış, bir süre Latinler'in işgalinde kaldıktan sonra yeniden Selçuklular'ın eline geçmiştir.
O dönemin Hendek ve Adapazarı yörelerinin valisi Akça Koca, Orhan Gazi zamanında kendi fethetmiş, bunun sonucunda şehir Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.En çok kabul gören görüş kentin adı Nikomedianın önce İznikomed- İznikmid ve daha sonra İzmid şeklinde değişmesi ile bugünkü adını aldğıdır. Osmanlı’nın eline geçtiği dönemde kent, Yunanca “toplanma” anlamına gelen Smiti adını taşıyordu. Bu adın, batıdan doğuya giden kervanların toplanma bölgesi olması nedeniyle verildiği tahmin ediliyor. Kent Osmanlı’nın eline geçtiği zaman Smiti zamanla İzmit'e dönüştü. Yine ilk olarak aynı dönemlerde Simiti’de üretildiği için, yuvarlak formlu yiyecek simit de adını bu kentten almıştır.İzmitin fetih tarihi genel olarak 1337 kabul edilir.Anonim Osmanlı tarihlerinde fetih anlatılır.Fetihten sonra Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa tarafından vakıflar kurulmuştur. İzmitin sembolü Orhan -kaynaklarda geçen adı ile Süleyman Paşa camii de bu dönemde tesis edilmiştir.İzmitin tepesinde ve kale içinde yer alan caminin yanında medrese,zaviye ve hamam da bulunuyordu.İmaret,Fevziye ve Yenicuma camileri sonradan yapılmış ve şehir deniz kıyısına doğru gelişmiştir.
İzmit, 1888 yılına kadar İstanbul'a bağlı kalmış, bu tarihten sonra ayrı bir kent olmuştur. Kurtuluş Savaşı öncesi İngiliz ve Yunan işgali altında olan şehir, 28 Haziran 1921 tarihinde Türk topraklarına katılmıştır.[2]
Birçok zaman deprem felaketine uğrayan şehir, Bizans imparatoru Justinianus zamanında onarılmıştır.[3]
Coğrafyası [değiştir]

İzmit'in Çukurbağ'dan görünümü
Kendi adını taşıyan körfezin doğu yanında yer alan ve Kocaeli ilinin merkez ilçesi olan İzmit, bir kıyı kentidir. Jeolojik ve coğrafi yapi açisindan 40°-41° kuzey paralelleri ile 29°-31° doğu meridyenleri arasinda bulunmakta, güneyde İzmit Körfezi, kuzeyde ise dik yamaçlarla Karadeniz'e uzanmaktadır. Arazi yapisinin dik yamaçlara sahip olmasi nedeniyle, %5 egime sahip olup, düzlükler az yer tutmaktadir. Kentin yerleşmiş olduğu alan ise geniş düzlüklerden mahrum, dar ve kıyıya paralel uzanan bir banttır. Topografya koşulları, kenti birbirine benzemeyen iki büyük kısma ayırmaktadır. Birinci kısım, meyilli yamaçlar üzerinde dar ve yokuşlu sokakların bulunduğu ve genellikle eski mahallelerin yer aldığı kesim; ikinci kısım ise, düzlük alana yayılmış büyük binalarin bulunduğu, kara ve demiryolunun içinden geçtiği, aktif iş merkezlerinin yer aldığı alanlardır. Diğer bir önemli konu ise, kentin 1. derece deprem bölgesi olmasıdır. Tüm bu jeolojik ve topografik özellikler, yağışlarla birlikte heyelan riskini arttırma özelliğine sahiptir.
Yüzey Şekilleri [değiştir]
İzmit topraklarının İzmit Körfezi kuzeyindeki büyük bölümü, güneyden kuzeye doğru eğimli ve az engebeli bir yayladır. Bu yayla, Karadeniz´e doğru akan suların vadileriyle yarılmış, yer yer tepelerle kabaran bir görünüm almıştır. Bu yaylanın yüksek kesimi güneyde İzmit Körfezi dolaylarındır. Burada Çenedağı 645 metreye ulaşır. İzmit´in kuzeyinde hiçbir tepenin denizden yüksekliği, 350 metreyi aşmaz. İzmit Ovası ve Sapanca Gölü çukur alanlardır. Kocaeli ilinin İzmit Körfezi güneyinde kalan kesimi dağlıktır. Burada Samanlı Dağları, Sapanca Gölü İzmit Körfezi üzerinde yer yer dar yalı şeritleri bırakarak birden yükselir. Bu kesimde Samanlı Dağlarının en yüksek noktası Kartepe'dir (1602 m).Nüfus [değiştir]
Kocaeli, büyük bir metropoldür. Kocaeli ilinin merkezi olan İzmit'in nüfusu 2010 sayımına göre 294.875'tir.Şive [değiştir]
İzmit ilçesinde kullanılan Türk şivesinin Batı Anadolu ağızları içindeki konumu Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) adlı çalışmasına göreİklim [değiştir]
Körfez kıyılarıyla Karadeniz kıyısında ılıman, dağlık kesimlerde daha sert bir iklim hüküm sürer. Kocaeli ikliminin, Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş oluşturduğu söylenebilir. İzmit'te yazlar sıcak ve az yağışlı, kışlar yağışlı, zaman zaman karlı ve soğuk geçer. Genelde Kocaeli ilinin özelde ise İzmit'in Karadenize bakan kıyıları ile İzmit Körfezine bakan kıyılarının iklimi arasında bazı farklılıklar göze çarpar. Yazın Körfez kıyılarında bunaltıcı sıcaklar yaşanırken Karadeniz kıyıları daha serindir. İzmit'te ölçülen en yüksek hava sıcaklığı 41,6 °C derece (11 Ağustos 1970), en düşük hava sıcaklığı -8,7 °C derece (4 Şubat 1960), yıllık ortalama sıcaklık ise 14,8 °C derecedir (Kaynak : Kocaeli Valiliği " Kocaeli 2001") İzmit'te yıllık ortalama yağış miktarı 784,6 mm'dir.Coğrafi konum [değiştir]
İstanbul ile komşu olan Kocaeli’nin şehir merkezi İzmit'in İstanbul’a olan uzaklığı, 85 kilometredir. Ankara'ya TEM otoyolu ile bağlıdır. İstanbul Atatürk Havalimanı'na olan uzaklığı ise 120 kilometredir.İzmit Körfezi’nin civarına yerleşmiş olan İzmit, hem Karadeniz’e hem de Marmara’ya yani iki denize açılımı olan bir şehirdir. Deniz ulaşımı açısından ülkenin en yoğun merkezlerinden biridir. Şehrin kıyısında bulunan iki büyük liman (Derince ve Yarımca) yanı sıra 34 özel iskele ile deniz ulaşımı yapılmaktadır. Şehir, ülkenin demiryolu ve karayolu bağlantıları açısından önemli yerlerden biridir. Ortadoğu ve Asya, karayolu ve demiryolu bağlantıları da bu şehirden geçer.
Ekonomi [değiştir]
İzmit, ülke imalat sanayinde en gelişmiş 1.inci şehirdir. Birçok büyük firmanın fabrikaları, bu şehirde bulunmaktadır. İzmit ekonomisinin tamamına yakını sanayiye dayalıdır. İstanbul gibi büyük bir ticaret merkezine yakın bir konumda olup, transit karayolu taşımacılığına imkân vermektedir. 5 devlet limanı, 43 özel iskele ile deniz yolu taşımacılığında önemli bir yere sahiptir.İzmit´e ayrı bir ekonomik potansiyel kazandıran Seka Kağıt Fabrikası da oldukça eskidir (1934). Bu fabrika ile önce dokuma ve orman ürünleri etrafında oluşan endüstri kompleksi daha sonra Petrol Ofisi (1941), Tüpraş (1960) ve Petkim (1965)´in kurulmasıyla petrol ürünleri etrafında gelişmiş; son yıllarda da organik kimya, metal, gıda, ilaç, gübre, boya ve tersane endüstrilerine yönelerek çok çeşitlilik kazanmıştır.
Ulaşım [değiştir]
İzmit, birçok karayolunun kesiştiği noktada bulunur. Ayrıca deniz trafiği çok fazladır.Şehir | Yol |
---|---|
İstanbul | ![]() ![]() |
Ankara | ![]() ![]() |
![]() |
Kardeş şehirler [değiştir]
Daha çok bilgi için: Kardeş şehir
Kaydol:
Yorumlar (Atom)