20 Eylül 2011 Salı

"Balon balığı" tehlikesi

Türkiye kıyıları son dönemlerde "yabancı" canlı istilasına uğramaya başladı.Uzmanlara göre başta balon balığı olmak üzere kıyılara ulaşan canlıların bazıları oldukça tehlikeli... 

 Gemilerin sintineleri ya da iklim değişikliği nedeniyle türk kıyılarına ulaşan canlı türlerinin sayısı 100'e ulaştı..

Özellikle balon balığı yenildiği zaman felç ve ölümlere neden oluyor.. Uzmanlar amatör balıkçıların tanımadıkları balıkları yememesi konusunda uyarıyor.
DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Can Bizsel şunları söylüyor: "Bunun ekolojik bir süreç olduğunu önce kabul etmek gerekiyor.Her ne kadar bu sürece insan sebeb olduysada Süveyş kanalını açarak. Bu benzer doğal süreçlerde var. İki büyük farklı eko sistem bir şekilde ilişkiye geçtiği zaman bunların arasında bir alışveriş olması kaçınılmaz. Ama bütün ekosistemler kendini sakınan bir denge haline dogru yeni bir denge oluşturuyor. Balon balığı 3 yada 4 türü Akdeniz'de  mevcut.Bunların  içinde son iki tür oldukça iri özelliklede bu son tür oldukça iri ve et açısından cazip ama balon balığı gördükleri zaman profesyonel olsun amatör olsun hiçbir balıkçının bunu yemeye kalkışmaması en basit ve önerilecek kural. Balon balığı vücut tipi olarak kendine has bir balık.Hem kısa burnu , tıknaz toparlak bir yapısı var.Alt tarafında şişirilmeye elverişli bir karın bölgesi mevcut beyaz . Türden türe bazı farklılıklar renk desen boyut farklılıkları var.Özellikle Akdeniz'e özgü tür daha ufak.Bunları gördüğü zaman kolayca ayırt edilebilir bişey balon balığı diger balıklardan.Bu balıktan kaçınılması tüketilmemesi en başta tavsiye edilecek önerilecek önlem."
                                                          ↓Haberin devamı ↓


Son dönemlerde en çok gündeme gelen ise balon balığı.... Onu diğer türlerden ayırıp öne çıkaran ise üreme döneminde salgıladığı bir tür zehir olan tetrodoksin.
Son derece zehirli olan balon balığı yenildiği zaman felç ve ölümlere neden oluyor.

"Balıklar zehirlidir, yemeyin"

Afşin Kaymakamlığı, Kahramanmaraş Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ekipleri ile İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde gelen yetkilileri, balık ölümlerinin meydana geldiği alanda inceleme yaptı.
Ölü balıklar ve sudan numune alan yetkililer, numuneleri laboratuvara gönderdi.
Gerekli incelemelerin başlatıldığını belirten Afşin Kaymakamı Faik Arıcan, ''İlçemize bağlı Ortaklı köyünden geçen Ceyhan Nehri'nde toplu balık ölümleri meydana geldi. Konuyu Kahramanmaraş Çevre ve Orman Bölge Müdürlüğüne, Afşin Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne ve Afşin Jandarma Komutanlığına bildirdik. Gelen ekip, çeşitli yerlerden su numuneleri aldı. Gerekli incelemeler başladı'' diye konuştu.

Köylüler, Elbistan Şeker Fabrikası'nın pis sularının nehre karıştığını, ölümlerin bundan kaynaklanmış olabileceğini belirtti.
Yetkililerin duruma müdahale etmesini isteyen Emrullah Karaca, ''Sabah erken kalktığımızda toplu balık ölümlerini gördük. Her yıl buna benzer olaylar oluyor. Köy halkı ölü balıkları toplamaya başladı. Konuyu hemen yetkililere bildirdik. Bunun bir an önce kaynağının ve sebebinin bulunmasını istiyoruz'' dedi.
Öte yandan, vatandaşların ölü balıkları yememesi için köy camisinin hoparlöründen ''Balıklar zehirlidir, sakın yemeyin'' diye anons yapıldı.

İzmit

İzmit, Kocaeli'nin merkez ilçesi. Marmara Bölgesi'nin Çatalca - Kocaeli Bölümü'nde yer almaktadır. Nüfusu 2010 itibariyle 294.875 kişidir.[1]
  
İzmit ve civarında tarih öncesi çağlardan yaklaşık olarak M.Ö. 3000'den itibaren insanların yaşadığı, yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. İzmit'e ait ilk deliller ise M.Ö. 12. yüzyıl'a dayanmaktadır. O tarihlerde Frigler bölgeyi korumuş, ardından Yunanistan'ın Magara kentinden yola çıkan göçmen bir grup, günümüzde Başiskele'nin yer aldığı bölgeye Astakoz adını verip, bu bölgeye yerleşmişlerdir. Trakya kralı Lysimakhos'un Astakoz'u tahrip ettirmesi sonucu, bugünkü İzmit'in bulunduğu bölgeye Nicomedia adında yeni bir şehir kurulmuştur. Nicomedia şehri, M.Ö. 91 ve M.Ö. 94 yılları arası Romalılar'a bağışlanmış, İmparator Diocletianus, 284 yılında Nicomedia şehrini başkent yapmıştır. Nicomedia, o dönemde, Roma, Antakya ve İskenderiye'den sonra dünyanın en büyük 4. şehri olmuştur. Nicomedia, Selçuklular tarafından 11. yüzyıl'ın son çeyreğinde zapt edilmiş, I. Haçlı Seferi sırasında geri alınmış, bir süre Latinler'in işgalinde kaldıktan sonra yeniden Selçuklular'ın eline geçmiştir.
O dönemin Hendek ve Adapazarı yörelerinin valisi Akça Koca, Orhan Gazi zamanında kendi fethetmiş, bunun sonucunda şehir Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir.En çok kabul gören görüş kentin adı Nikomedianın önce İznikomed- İznikmid ve daha sonra İzmid şeklinde değişmesi ile bugünkü adını aldğıdır. Osmanlı’nın eline geçtiği dönemde kent, Yunanca “toplanma” anlamına gelen Smiti adını taşıyordu. Bu adın, batıdan doğuya giden kervanların toplanma bölgesi olması nedeniyle verildiği tahmin ediliyor. Kent Osmanlı’nın eline geçtiği zaman Smiti zamanla İzmit'e dönüştü. Yine ilk olarak aynı dönemlerde Simiti’de üretildiği için, yuvarlak formlu yiyecek simit de adını bu kentten almıştır.İzmitin fetih tarihi genel olarak 1337 kabul edilir.Anonim Osmanlı tarihlerinde fetih anlatılır.Fetihten sonra Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa tarafından vakıflar kurulmuştur. İzmitin sembolü Orhan -kaynaklarda geçen adı ile Süleyman Paşa camii de bu dönemde tesis edilmiştir.İzmitin tepesinde ve kale içinde yer alan caminin yanında medrese,zaviye ve hamam da bulunuyordu.İmaret,Fevziye ve Yenicuma camileri sonradan yapılmış ve şehir deniz kıyısına doğru gelişmiştir.
İzmit, 1888 yılına kadar İstanbul'a bağlı kalmış, bu tarihten sonra ayrı bir kent olmuştur. Kurtuluş Savaşı öncesi İngiliz ve Yunan işgali altında olan şehir, 28 Haziran 1921 tarihinde Türk topraklarına katılmıştır.[2]
Birçok zaman deprem felaketine uğrayan şehir, Bizans imparatoru Justinianus zamanında onarılmıştır.[3]

Coğrafyası [değiştir]

İzmit'in Çukurbağ'dan görünümü
Saat Kulesi
İzmit; Asya ve Avrupa'yı birbine bağlayan Marmara Denizi'nin ve Marmara Bölgesinin doğusunda yer alan bir şehirdir. Kuzeyde Karadeniz, doğuda Sakarya, güneyde Bursa, batıda Yalova ve İstanbul illeri yer almaktadır. 2009 nüfus sayımına göre 1.522.926 kişi, km²'ye düşen nüfus sayısı 398 kişidir. Kara, demir, deniz ve hava yolu ulaşımları ile Türkiye'nin en önemli geçiş noktalarından biridir.[2] İzmit'in doğusundan geçen 30° doğu boylamı Türkiye saati (UTC+2) için esas kabul edilir.
Kendi adını taşıyan körfezin doğu yanında yer alan ve Kocaeli ilinin merkez ilçesi olan İzmit, bir kıyı kentidir. Jeolojik ve coğrafi yapi açisindan 40°-41° kuzey paralelleri ile 29°-31° doğu meridyenleri arasinda bulunmakta, güneyde İzmit Körfezi, kuzeyde ise dik yamaçlarla Karadeniz'e uzanmaktadır. Arazi yapisinin dik yamaçlara sahip olmasi nedeniyle, %5 egime sahip olup, düzlükler az yer tutmaktadir. Kentin yerleşmiş olduğu alan ise geniş düzlüklerden mahrum, dar ve kıyıya paralel uzanan bir banttır. Topografya koşulları, kenti birbirine benzemeyen iki büyük kısma ayırmaktadır. Birinci kısım, meyilli yamaçlar üzerinde dar ve yokuşlu sokakların bulunduğu ve genellikle eski mahallelerin yer aldığı kesim; ikinci kısım ise, düzlük alana yayılmış büyük binalarin bulunduğu, kara ve demiryolunun içinden geçtiği, aktif iş merkezlerinin yer aldığı alanlardır. Diğer bir önemli konu ise, kentin 1. derece deprem bölgesi olmasıdır. Tüm bu jeolojik ve topografik özellikler, yağışlarla birlikte heyelan riskini arttırma özelliğine sahiptir.

Yüzey Şekilleri [değiştir]

İzmit topraklarının İzmit Körfezi kuzeyindeki büyük bölümü, güneyden kuzeye doğru eğimli ve az engebeli bir yayladır. Bu yayla, Karadeniz´e doğru akan suların vadileriyle yarılmış, yer yer tepelerle kabaran bir görünüm almıştır. Bu yaylanın yüksek kesimi güneyde İzmit Körfezi dolaylarındır. Burada Çenedağı 645 metreye ulaşır. İzmit´in kuzeyinde hiçbir tepenin denizden yüksekliği, 350 metreyi aşmaz. İzmit Ovası ve Sapanca Gölü çukur alanlardır. Kocaeli ilinin İzmit Körfezi güneyinde kalan kesimi dağlıktır. Burada Samanlı Dağları, Sapanca Gölü İzmit Körfezi üzerinde yer yer dar yalı şeritleri bırakarak birden yükselir. Bu kesimde Samanlı Dağlarının en yüksek noktası Kartepe'dir (1602 m).
Karlar altında İzmit'ten bir bölüm
Şehir merkezinden geçen yol

Nüfus [değiştir]

Kocaeli, büyük bir metropoldür. Kocaeli ilinin merkezi olan İzmit'in nüfusu 2010 sayımına göre 294.875'tir.

Şive [değiştir]

İzmit ilçesinde kullanılan Türk şivesinin Batı Anadolu ağızları içindeki konumu Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) adlı çalışmasına göre

İklim [değiştir]

Körfez kıyılarıyla Karadeniz kıyısında ılıman, dağlık kesimlerde daha sert bir iklim hüküm sürer. Kocaeli ikliminin, Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş oluşturduğu söylenebilir. İzmit'te yazlar sıcak ve az yağışlı, kışlar yağışlı, zaman zaman karlı ve soğuk geçer. Genelde Kocaeli ilinin özelde ise İzmit'in Karadenize bakan kıyıları ile İzmit Körfezine bakan kıyılarının iklimi arasında bazı farklılıklar göze çarpar. Yazın Körfez kıyılarında bunaltıcı sıcaklar yaşanırken Karadeniz kıyıları daha serindir. İzmit'te ölçülen en yüksek hava sıcaklığı 41,6 °C derece (11 Ağustos 1970), en düşük hava sıcaklığı -8,7 °C derece (4 Şubat 1960), yıllık ortalama sıcaklık ise 14,8 °C derecedir (Kaynak : Kocaeli Valiliği " Kocaeli 2001") İzmit'te yıllık ortalama yağış miktarı 784,6 mm'dir.

Coğrafi konum [değiştir]

İzmit Yelken Kulübü'nün çalışması
İstanbul ile komşu olan Kocaeli’nin şehir merkezi İzmit'in İstanbul’a olan uzaklığı, 85 kilometredir. Ankara'ya TEM otoyolu ile bağlıdır. İstanbul Atatürk Havalimanı'na olan uzaklığı ise 120 kilometredir.
İzmit Körfezi’nin civarına yerleşmiş olan İzmit, hem Karadeniz’e hem de Marmara’ya yani iki denize açılımı olan bir şehirdir. Deniz ulaşımı açısından ülkenin en yoğun merkezlerinden biridir. Şehrin kıyısında bulunan iki büyük liman (Derince ve Yarımca) yanı sıra 34 özel iskele ile deniz ulaşımı yapılmaktadır. Şehir, ülkenin demiryolu ve karayolu bağlantıları açısından önemli yerlerden biridir. Ortadoğu ve Asya, karayolu ve demiryolu bağlantıları da bu şehirden geçer.

Ekonomi [değiştir]

İzmit, ülke imalat sanayinde en gelişmiş 1.inci şehirdir. Birçok büyük firmanın fabrikaları, bu şehirde bulunmaktadır. İzmit ekonomisinin tamamına yakını sanayiye dayalıdır. İstanbul gibi büyük bir ticaret merkezine yakın bir konumda olup, transit karayolu taşımacılığına imkân vermektedir. 5 devlet limanı, 43 özel iskele ile deniz yolu taşımacılığında önemli bir yere sahiptir.
İzmit´e ayrı bir ekonomik potansiyel kazandıran Seka Kağıt Fabrikası da oldukça eskidir (1934). Bu fabrika ile önce dokuma ve orman ürünleri etrafında oluşan endüstri kompleksi daha sonra Petrol Ofisi (1941), Tüpraş (1960) ve Petkim (1965)´in kurulmasıyla petrol ürünleri etrafında gelişmiş; son yıllarda da organik kimya, metal, gıda, ilaç, gübre, boya ve tersane endüstrilerine yönelerek çok çeşitlilik kazanmıştır.

Ulaşım [değiştir]

İzmit, birçok karayolunun kesiştiği noktada bulunur. Ayrıca deniz trafiği çok fazladır.
Şehir Yol
İstanbul O-4 otoyolu.png D-100.gif
Ankara O-4 otoyolu.png D-100.gif
D-130.gif

Kardeş şehirler [değiştir]

Dünyanın En Tehlikeli Volkanları


10.Galunggung, Endonezya

17000’den fazla sayıda adası bulunan Endonezya’daki muhteşem sahiller, bu ülkeyi bir tatil cenneti haline getirdi. Ancak Endonezya sadece turizmiyle değil, öfkeli volkanlarıyla da ünlü. Asya’nın doğu kıyılarını, Orta ve Güney Amerika’nın batı kıyılarını ve birçok adayı içine alan Pasifik Ateş Çemberi’nin bir parçası olan Endonezya, dünya üzerinde en fazla volkan dağına sahip ülkedir. Java Adası’nda bulunan Galungung Dağı’nda kaydedilen ilk patlama 1822’de gerçekleşti. Patlama sonucunda gerçekleşen toprak kaymasında 4000 kişi öldü. 1982’de ard arda gerçekleşen patlamalar nedeniyle yerel bölge yönetimi adayı boşaltmak durumunda kalmıştı. Neyse ki bu patlamalar büyüklüklerine rağmen sadece 68 kişinin ölümüne sebep oldu. Ancak 22 köy ve 579 kilometre karelik tarım alanı zarar gördü.

Gezginlere Not: Galunggung Dağı Tasikmalaya şehrinden iki saatlik bir yürüyüş mesafesi uzakta. Eğer Batı Java’nın başkenti Bandung’dan gidecekseniz bu süre üç saate çıkar.

9.Santa Maria, Guatemala

Bu volkan dağı Guatemala’nın batı bölgesinde, Sierra Madre Dağları sırasında yer alır ve Gagxanul adıyla bilinir. 1902 yılının 24 Ekim günü patlamadan önce 500 yıl kadar susan bu dağ, patladığı zaman bu uzun sürenin intikamını almış gibidir. Volkanik Patlama Endeksi’nde “büyük” olarak tanımlanan bu patlama 193000 kilometre karelik kırsal alana zarar verdi ve 5000 kişinin ölümüne sebep oldu. Patlamadan sonraki haftalarda sıtma nedeniyle ölümler devam etti. Santa Maria hala aktif ve yüksek derecede tehlikeli bir volkan. Öyle ki, dünyanın en tehlikeli volkanları listesinde yer alabildi.

Gezginlere Not: Bölgedeki, Xela olarak da bilinen Quetzaltenango bölgesinin yakınlarına her hafta Pazar kuruluyor. Bölgenin hem sanatında, hem mimarisinde volkanik taşların kullanılması dikkatleri çekiyor.

8.Kelut, Endonezya

Bazı volkanlar müthiş bir şekilde patlamadan önce uzun süre sessiz sessiz durur. Ancak Java’nın doğusundaki Kelut için bu geçerli değil. Son bin yılda 300’dan fazla patlama gerçekleşti.Kelut en fazla hasara 1919’daki patlamasıyla yol açtı. Bu patlamada erimiş kayalar ve lavlar 100’den fazla köye zarar verdi. 1990’da büyük volkanik kayaların parçalanarak yuvarlanmasıyla yine can kaybı meydana geldi. 2007 yılının Ekim ayında 30000 kişi tahliye edilmiş, bölgeye 12 kilometre kadar mesafedeki yerleşimleri bile küllere boğan patlamaysa iki hafta sonra yaşanmıştı.

Gezginlere Not: Java, özellikle doğu sahilindeki Bali’yi ziyaret eden turistlerin uğradığı, çok bilinen bir tatil yeri. Kelut Dağı’nın eteklerinde 350000 kişi hayatını sürdürüyor.

7.Unzen, Japonya

Unzen Dağı patlamasıyla değil ama, patlamasının neden olduğu tsunamiyle birçok can aldı. 1792’de dağın volkan bacalarından biri çöktü ve ortaya çıkan büyük dalgalar Japonya’nın güney kıyısında birçok cana mal oldu. Kyuşu Adası’daki Şimabara bölgesinin yakınlarında bulunan volkan, hala aktif. 1991’de sıcak gaz ve kayalardan oluşan ve saatte 724 kilometrelik bir hızla ilerleyen 5 kilometrelik bir volkanik akıntı, bilim adamları ve gazetecilerden oluşan 43 kişinin ölmesine sebep oldu. Unzen Dağı da en tehlikeli volkanlar listesinde yer almaktadır.

Gezginlere Not: 1957’de açılmış olan Unzen Teleferiği Unzen Dağı’nın Myoken Zirvesine tırmanıyor. Bu çevre özellikle, pembe açelyaların açtığı Harizan ayında birçok turistin ilgi odağı oluyor.

6.Vesuvius, İtalya

M.S. 79 yılında patlamasıyla hem Pompeii’yi hem de kardeşi Herculaneum şehrini yerle bir eden Vesuvius Dağı tahmini olarak 10000 Romalıyı 18 metre kalınlığında bir kül ve ponza yığınına gömmüştü. 1631’de, İtalya’nın anakarasındaki tek volkan olan Vesuvius 6000 kişinin daha ölümüne sebep oldu. 1906’da gerçekleşen bir patlamada 100 kişi daha öldü. Günümüze en yakın tarihteki patlamasıysa 1944’te gerçekleşti, birkaç köyde hasara yol açtı. Vesuvius hala aktif ve gölgesinde yaşayan üç milyon insanla, Avrupa’nın en tehlikeli volkanı olarak düşünülüyor.

Gezginlere not: Vesuvius Dağı’nın çevresi 1995’ten beri bir milli park. Volkanın kraterine kadar yürüyüş yapabileceğiniz patikalar var. Pompeii Şehri’nin kalıntılarını UNESCO Dünya Kültür Mirası’na dahil etti. Bu kalıntıları her yıl 2 milyon turist ziyaret ediyor.

5.Laki, İzlanda

1783’ün yazında gerçekleşen bir patlama, yaz aylarının kara bulutlar içinde geçmesine neden olmuştu. Volkan İzlanda’nın sığırlarının ve diğer çiftlik hayvanlarının üçte birinin telef olmasına, bunun ardından gerçekleşen kıtlık da 10000 İzlandalının yani İzlanda nüfusunun 1/5’inin ölümüne sebep olmuştu.

Gezginlere not:

Bütün bunları gerçekleştiği yer Lakagigar ya da Laki’nin Kraterleri adıyla biliniyor. Kirkjubæjarklaustur adındaki küçük kasabanın yakınlarında, Skaftafell Milli Parkı’nda yer alıyor.

4.Nevada del Ruiz, Kolombiya

Bir volkanın öldürücü olabilmesi için bütün dünyayı sarsacak kadar güçlü olmasına gerek yok. 1985’te, bu yanardağda diğer bahsettiğimiz patlamalara göre daha küçük çaplı bir patlama meydana geldi. Ancak o kadar fazla volkanik madde fışkırdı ki, çevredeki kırsal alan adeta sıvı bir betonla süpürülüp kaplandı. Kolombiya’nin Andean bölgesindeki Armero kasabasında saatte 64 kilometre hızla ilerleyen volkanik akıntı her yeri kapladı. Nüfusun ¾’ü yani yaklaşık olarak 23000 insan bu olayın sonucunda hayatını kaybetti. Aslında, yerel yönetim patlama tehlikesinden haberdardı; ancak asıl alarmdan önce yapılan yanlış alarmlar sebebiyle kasaba boşaltılamamıştı.

Gezginlere not: Kasabanın küller ve çamur altında kalmış olan kalıntılarının üzerinde artık anıtlar var. Armando Armero Derneği bu kasabanın kütür mirasını korumak için çalışıyor. 

3.Pelee, Martinique

Sönmüş volkanlar, sanıldığının aksine tehlikesiz değildir. Karayipler’de bulunan Martinique bölgesinin sakinleri bunu kendileri acı bir şekilde tecrübe ettiler. Martinique halkı tarafından “Ateş Dağı” olarak bilinmesine rağmen, Pelee Dağı volkanik bir hareket göstermiyordu. Ancak bu durum 25 Nisan 1902’de dağın derinliklerinden gelen ilk gümbürtülerin duyulmasıyla değişti. İki hafta sonra, volkan patladı ve Saint Pierre şehrini tamamen yıkarak 30000 can aldı. Felaketten tek kurtulan, havasız bir hapishane hücresinde cezasını çekmekte olan bir işçiydi.

Gezginlere not: Bütün bunlara rağmen Martinique çok sevilip turist akınına uğrayan bir tatil yeri. Pelee’yse dünyanın en tehlikeli tabakalı volkanlarından biri, sessiz bir tehdit.

2.Krakatau, Endonezya

Krakatau Dağı 1883’te patlayarak bacasını havaya uçurduğunda, adanın 2/3’üne zarar verdi. Patlamanın gücü Hiroshima’da atom bombasının patlamasından tahmini olarak 13000 kat daha güçlüydü. Patlama o kadar gürültülüydü ki Avustralya’da Perth’te bile duyuldu. Japonya’daki Unzen Dağı gibi, bu dağ da patlamayla öldürmedi. Ancak patlamayı takip eden tsunami, 165 köyün ve kasabanın sular altında kalmasına, resmi olarak kaydedilen 36417 kişinin ölümüne sebep oldu. O zamandan beri, patlamalar aynı bölgede bir ada oluşturdu. Bölge halkı bu adaya Anak Kratau, yani “Kratau’nun Oğlu” diyorlar.

Gezginlere Not: 1992’de Krakatau Adaları Doğa Koruma Alanı UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası alanı seçildi. Soyu tükenme tehlikesinde olan Java gergedanlarının yaşadığı iki bölgeden biri.

1.Tambora, Endonezya

Endonezya’nın Sumbawa Adası’ndaki Tambora Yanardağı’nda 1815’te gerçekleşen patlama dünya tarihinde kaydedilen en kötü patlamaydı. 12000 insanı patlama nedeniyle, 80000 insansa, sonrasında gele kıtlık nedeniyle hayatını kaybetti. İnsanlar 1816’ya “Yazsız Yıl” demeye başladı. Çünkü atmosferdeki kül miktarı çok fazlaydı ve bu sıcaklığın düşmesine neden oluyordu. ABD’nin bile bazı bölgelerinde Temmuz ve Ağustos aylarında kar yağdı.